Startup-Startup İş Birlikleri: Riskli bir çalışma mı yoksa büyümeyi hızlandıran bir yöntem mi?
Hepimiz startup-şirket iş birliklerini sıkça duyuyoruz. Peki startup-startup çalışmalarından haberdar mıyız? Özellikle her iki şirket de henüz startup seviyesindeyken, bu durum ürünlerin son haline gelmemesi ve kendine yetmeyi sağlayan kaynakların zor temin edilmesi anlamına gelebilir. Bu da iş birliği fikrini doğurabilir. Acaba bu iyi bir fikir midir? Güncel teknolojileri daha da büyütmek ve onların arkasındaki startupları güçlendirmeye yardımcı olmak için bu iyi bir yöntem midir? Deep Tech Pioneers topluluğumuza kişisel deneyimleri, bu iş birliği modelinin artıları ile eksileri ve diğer startuplarla başarılı bir şekilde çalışmaya yönelik ipuçları hakkında için sorular sorduk.
İşte Önemli Çıkarımlar:
KURUCULARIN KİŞİSEL İŞ BİRLİĞİ HİKAYELERİ
Mikroelektronik üretim şirketi Atlant 3D Nanosystems‘in CEO’su Maksym Plakhotnyuk, diğer startuplarla iş birliği ile ilgili oldukça olumlu deneyimler yaşadığını ve Atlant 3D’nin temel teknolojisinin bir startup ile yapılan iş birliği sayesinde geliştirildiğini vurguladı.
“Her zaman tamamlayıcı teknolojileri arıyoruz. Danışmanlar bize şunu çok sık söylüyor: ‘Diğer startuplarla iş birliği yapmaya çalışmayın.’ Ama bu çoğunlukla kişiye göre değişir. Biz çok olumlu deneyimler yaşadık. Temel teknolojimizi başka bir startup ile oluşturduk. Onlar zamanlarını, emeklerini riske attılar ve biz de bunun başarısız olma riskini aldık. Sonuç olarak başarı elde ettik ve bu yüzden buradayız.
Bu aynı zamanda, sektörde daha da ileriye gidebilmek ve henüz kimsenin uygulamadığı yenilikleri birleştirmek için gerçekten harika bir fırsat yaratıyor. Yapay zeka çözümleri ile sensörler yapan şirketlerle çalışıyoruz ve buradan yeni fikirlerin çıktığını görmek harika. Daha pratik bir anlamda, iş birliklerine girmek, bu tür iş birliklerini teşvik eden ve mümkün kılan kamu fonlarından yararlanabilmek anlamına da gelebilir.”
AI Redefined Kurucu Ortağı Dorian Kieken, startup-startup iş birliklerinin avantajlarının büyük ölçüde şirket türüne bağlı olduğunu söylüyor. AI Redefined için startup iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu ve bu yöntemin daha kaliteli projeler için iyi bir strateji olduğunu belirtiyor.
“Bizim seçimimiz, her şeyi yapabilen çok büyük şirketlerle ya da tamamlayıcı değer sağlayabileceğimiz orta ölçekli şirketlerin iş birliğinden yanadır. Platformumuz, insanların AI(yapay zeka) konusunda eğitim almasına yardımcı olmaktadır ve hedefimiz diğer kitleyi de etkileşim içine sokacak iş birlikleri tasarlamaktır. Diğer şirketler için bunun neden karmaşık olabileceğini ve şirketinizi tek başına kurmanın yanı sıra, çok dikey bir anlayışla hareket etmenin neden daha iyi olacağını anlayabiliyorum.
Şu anda Bordeaux’da bulunan Delphas adlı, Fransa merkezli bir startup ile görüşüyoruz. Uzmanlıkları, yaptığımız işe gerçekten çok iyi uyuyor. Genel olarak çok büyük ölçekli projelerimiz var ve giriş aşamasında engeller çok fazla. Bir yandan simülasyonlara ve görsel yeteneklere, diğer yandan ise yapay zeka uzmanlığına ihtiyacımız var. Bu yüzden bu alanlardan birinde çalışan, bir diğer startup ile iş birliği yapmak bizim için alışılmadık bir durum değil. Bu sayede tek başımıza yapamayacağımız büyük ölçekli projeleri birlikte gerçekleştirebiliriz.”
Optik kablosuz telekom sistemleri geliştiren Aircision‘ın Kurucu Ortağı ve CFO’su Betsy Lindsey, ilişkide güvenin merkezinden ve ortaklar ile yüz yüze iletişim kurmanın öneminden bahsetti.
“Deep techte startup iş birlikleri güven ile ilgilidir. Covid, bu iş birliklerinden bazılarını yavaşlattı çünkü bir donanım şirketi olarak teknolojimizin aslında birbirimizin hedeflerini desteklediğini anlamak için insanlarla yüz yüze görüşmeye gerçekten ihtiyacımız vardı – bir kavramı kanıtlamaktan bahsetmiyorum bile. Aircision’da, gelecekte kablosuz ağlarda mevcut bant genişliklerinin 10 katını sağlayacak, geleceğe hazır optik kablosuz telekom sistemleri oluşturmaya çalışıyoruz. Enerji açısından son derece verimli olan teknoloji bileşenleri kullandığımızdan emin olmak istiyoruz. Neyse ki Eindhoven’daki ekosistemimizde bunu anlayan bir insan ağı mevcut.”
Öte yandan, dış iskelet şirketi AGADE‘de COO olan Daniele Ramirez, oldukça karmaşık bir deneyim yaşadı.
“Bir startup ile çalışmak Rus ruleti oynamak gibidir, ya galip gelirsiniz ve yolculuğunuzu paylaşmak için harika bir ortak kazanırsınız ya da işleri yoluna koymak için çok fazla zaman harcarsınız.”
Çoğu zaman, startuplar ürünlerini son haline getirmemişlerdir. Bu nedenle şansınızı denemeniz gerekir. İki deep tech girişiminin teknik bilgilerini tek bir çözümde birleştirmek çığır açıcıdır, ancak aynı anda iki şey tasarladığınız için işi iki katına çıkarmak gerekir. Sonunda gerçekten önemli olan her iki tarafın da nasıl tepki verdiğidir.”
Nanofiber üretim şirketi Gelatex‘in CEO’su Mari-Ann Meigo Fonseca, bu tür bir iş birliğinin artıları ve eksileri olduğunu kabul ediyor, ancak iş birliğinin başarının anahtarı olduğuna inandığını belirtiyor.
“Aynı dili konuştuğumuz ve işleri hızlı bir şekilde halletmeye alıştığımız için yeni kurulan şirketlerle çalışmak daha kolay ve hızlı. Ayrıca genellikle startuplar çok şeffaf ve dürüstlerdir. Son olarak, daha az bürokrasi, dolayısıyla daha fazla fiili iş mevcut. Dezavantajları, mali açıdan ve dolayısıyla yapılabileceklerle ilgili sınırlamalardır. Diğer tarafın iş birliğine devam edip etmeyeceği, hatta bir veya iki yıl içinde hayatta kalıp kalmayacağı konusunda daha fazla belirsizlik olabilir.
Startup’lar genellikle IP koruması konusunda uyarılır ve tüm IP’lerin kurum içinde olması, sürekli olarak yeni patentler için başvuruda bulunmaları vb. için çok fazla baskı vardır. Bu da iş birliğini kısıtlayabilir ve yenilikçi sonuçları yavaşlatabilir. Startup’lar arasında daha açık bir iş birliği olmasını isterdim. Şirketleri, iş birliğinin başarının anahtarı olduğuna ikna etme görevindeyiz ve birçok kişinin her şeyi tek başına yapma zihniyetini değiştirmeye başladığını görmekten mutluyuz.”
AVANTAJLARI VE EKSİLERİ
Gerçekten de konu yeni girişimlerle çalışmak olduğunda birçok artı ve eksi vardır. Size ne beklemeniz gerektiğine dair daha iyi bir genel bakış açısı sunmak için Deep Tech Pioneer kurucularımızdan bazıları tarafından tanımlanan diğer en önemlileri noktaları aşağıda derledik.
Startuplarla iş birliği yapmanın artıları
Gelişmiş uzay hava durumu izleme şirketi Mission Space‘in CEO’su Ksenia Moskalenko, Startuplarla çalışmanın esneklik, hız ve motivasyon açısından harika olduğuna inandığını söyledi. Her iki tarafın da kaynak yaratma, pazar belirleme, ürün uyumu vb. deneyimlerini yaşadığı için ortak görüşleri paylaşma ve iş birliğinden en iyi şekilde yararlanmanın çok daha kolay olduğunu belirtiyor.
Mikrosatları Dünya’nın sıcaklığını izleyen ConstellR CEO’su Max Gulde, hızın değerini yansıtıyor. Daha büyük kuruluşlarla çalışmaya kıyasla, startuplarla çalışmanın çok daha hızlı sonuçlara ulaşmak anlamına gelebileceğini belirtiyor.
Toothpick Project’in Kurucu Ortağı ve Direktörü Claire Baker şunları söyledi: “Hedefleri eşleyebileceğimizi ve yükleri azaltabileceğimizi gördük. En iyi uygulamaları ve hizmetleri paylaşmak için benzer ağlarla çalışabiliriz. Örneğin, programlarının bizim üzerimizde yarattığı kasıtsız olumsuz sonuçları azaltmak için şu anda başka bir girişimle çalışıyoruz.”
Startuplarla iş birliği yapmanın eksileri
Yeşil sistemleri geliştiren Manastu Space CEO’su Tushar Jadhav, şu dezavantajlardan bahsetti: “Startuplarla çalışmak planları çok hızlı bir şekilde değiştirme kararına neden olabilir ve genel olarak, her iki girişim de altyapıda tecrübesizdir, bu nedenle aynı hataları yapma eğiliminde olabilirler.”
Volt14 Solutions, kurucu ortağı olan Animesh Jha, özellikle her iki tarafın öncelikleri ve zaman çizelgelerinin azaltılabileceği/rafa kaldırılabileceği anlamına geldiğini belirtti.
Aşırı yerel yağış istihbaratı sağlayan SkyEcho‘nun CEO’su Yann Dufournet, “Ana dezavantaj, girişimin esnekliğinin iş birliklerinin sonucunu sınırlayabilecek finansal eksikliğidir” dedi.
Enerpoly İletişim Stratejisi Müdürü Sahitya Yarlagadda, “Hızlı sonuçlar isteyen startuplar bazen bir fikirdeki hataları henüz çözmeden veya iyi planlama yapmadan başlar. Yarlagadda, geri dönüp bu hataların önlenmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu. “Startupla çalışmak her zaman kapsamlı değildir ve uygulama daha fazla zaman alabilir.”
Tüm bunlardan sonra, aklınızda şu soru yer alıyor olabilir: Başka bir startup ile iş birliği yapmalı mısınız, yapmamalı mısınız? Kurucuların kendilerinden de duyduğunuz gibi, bu sorunun tek bir yanıtı yok. Yanıt, şu faktörler de dahil olmak üzere çeşitli yönlere bağlı olarak değişmektedir: Şirketin türü veya geliştirmekte olduğunuz teknolojinin türü, şirketinizin genel vizyonu ve hedefleri, potansiyel iş birliğinin hedefleri, diğer tarafın yanı sıra yetenekler ve diğer öğelerin yanı sıra, iş birliğinde gerçekçi olarak neler sunabileceğiniz de yanıtınızı değiştirebilir.
BAŞARILI BİR İŞ BİRLİĞİ İÇİN İPUÇLARI
Şimdi veya gelecekte bir startup ile iş birliği yapmayı düşünüyorsanız, başarılı bir iş birliği için temel oluşturmanıza yardımcı olabilecek, kurucuların fikirlerinden derlediğimiz bazı değerli ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz:
- Uyum önemlidir, bu nedenle iş birliği yapacağınız şirket ile ortak vizyon ve benzer değerleri paylaştığından emin olun.
- İş birliğini tamamlamak için aynı bant genişliğine sahip olduğunuzu doğrulayın.
- Her iki taraf için de iş birliğine gömülü güçlü ekonomik teşviklere sahip olarak taahhüt sağlayın.
- Her şirket için net hedefler, roller ve sorumluluklar belirleyin.
- Karşılıklı güven ve şeffaflık çok önemlidir, bu nedenle kapasiteleriniz ve sınırlamalarınız konusunda partner şirkete karşı dürüst olun.
- İş birliği boyunca partnerinizle düzenli iletişim kurun ve bazı yüz yüze toplantılar için plan yapın.
En son trendler, kaynaklar, şirketleri/startupları bir üst seviyeye çıkaracak fırsatlarla dolu The Core by Hello Tomorrow aylık haber bültenine kayıt olun!