“Toprak sağlığının iyileştirilmesi, yüzyıl sonuna kadar küresel sıcaklık artışının 1.5°C’de tutulmasını sağlayabilir.”* Sıcaklık sınırını korumak için 2030’a kadar azaltılması gereken karbon emisyonu ile güncel politikalar çerçevesinde azaltılması planlanan karbon emisyonu arasında 32 gigaton büyüklüğünde bir fark var. Tarımsal üretimde daha iyi teknikler kullanmak 31 gigaton karbon emisyonunu azaltabilir. ** Ayrıca, bu yeni nesil yöntemler çiftçilerin karbon kredisi satabilecek konuma gelmesini bile sağlayabilir. Toprak sağlığını iyileştirici yöntemler bu noktaya ulaşmak için en önemli araçlarımız arasında.
Toprağın besin kaynaklarının çeşitlendirilmesi, toprağı havalandırmak için fiziksel manipülasyonun dışında modern yöntemlerin kullanılması, topraktaki mikro canlıların korunması ve çeşitlendirilmesi toprak sağlığını iyileştirmek için kullanılabilecek başlıca yöntemler. Bu uygulamalar tarımsal üretim süreçlerinde kullanılan sentetik gübre ve toprağı traktör ile sürme gibi geleneksel yöntemlerin daha yeni metodlarla değiştirilmesini gerektiriyor. Bu alanlarda çalışan birçok girişimci teknolojik yöntemleri çiftçilere ulaştırmak için çaba sarfediyor.
Negatif emisyon vizyonuyla ilerleyen araştırmacılar hem toprağı iyileştiren hem de topraktaki karbon tutulumunu artıran yöntemler araştırıyor. Bir odun kömürü çeşidi olan biyokömür, her iki görevi de üstlenen materyaller arasında yer alıyor. Karbon açısından oldukça zengin olan bu materyal, günümüzde yaygın şekilde toprağa uygulanmaya başlandı.
Biyokömür, biyokütle kalıntılarının pirolizinden üretilen karbon açısından zengin bir katı üründür.
Biyokömürün toprak üzerindeki etkileri şu şekilde sıralanabilir:
- Atmosferik karbondioksitin topraklarda uzun süre boyunca tutulması,
- Toprak sağlığı ve veriminin iyileşmesi,
- Toprakta su ve besin tutulmasında artış,
- Süzme yoluyla toprağın nitrojen kaybetmesinin azaltılması,
- Asidik topraklarda biyolojik nitrojen tutulmasının artırılması,
- Ürün veriminde artış,
- Toprak ve su ıslahı yoluyla çevre kirliliğinin hafifletilmesi,
- Bozulmuş toprakların restorasyonu,
- Sera gazı emisyonunun azaltılması ve toprağın daha fazla karbon tutması sayesinde iklim değişikliğinin hafifletilmesi.
Tarımda biyokömür uygulamasının sera gazı emisyonlarına etkisini incelemek isteyen araştırmacılar, iki yüzden fazla saha çalışmasında nitröz oksit, metan ve karbondioksit emisyonlarını incelemişler (emisyon içerisinde en büyük hacim kaplayan üç gaz). Bu inceleme sonucunda, biyokömür uygulanan üretim alanlarından salınan nitröz oksit miktarının %18, metan miktarının %3 oranında azaldığını gözlemlemişler. Bu sonuçtan anlaşıldığı üzere, biyokömür tek başına karbondioksit emisyonunu azaltmıyor fakat organik gübre veya kompost gibi malzemelerle birleştirildiğinde karbon salınımını azaltabilir.
Biyokömür, net sıfır emisyonlu tarım sistemlerine geçişte kullanılabilecek teknolojiler arasında. Çok iyi bir karbon tutucu olmasının yanı sıra toprağı iyileştirebildiği için gübre kullanımının uzun vadede azalmasına yardımcı olacak bir materyal. Ayrıca, topraklarımızın uzun vadedeki sürdürülebilirliğini artırıp, pozitif yönde ekonomik ve çevresel etkiler yaratmamıza yardımcı olabilir.
Hello Tomorrow Deep Tech Pioneer’lerinden olan BioCharttery isimli girişim, tarımsal üretimde verimi artırmak ve toprakları restore etmek için biyokömürden yararlanıyor. Geliştirdikleri teknoloji, bitkinin ihtiyacı olduğunda organik/inorganik besinleri ve elektronları serbest bırakabilen bir batarya gibi davranıyor. BioCharttery’nin gözenekli yapısı ve özel yüzey özellikleri,
- Toprağın daha fazla su tutmasını sağlıyor,
- Bitkinin büyümesini kolaylaştırıyor,
- Bitkiye kolay bakım yapılmasını sağlıyor,
- Gıda güvenliğini iyileştiriyor,
- Toprak biyoçeşitliliğini geliştiriyor ve
- Toprak sağlığını genel olarak iyileştiriyor.
Tarımsal faaliyetlerde biyokömürün daha fazla kullanılması için üreticileri teşvik edecek politikalar gerekiyor. Konu üzerinde çalışmalar yürüten Dr. Shrestha, biyokütleyi biyokömüre dönüştürmek için çiftçileri ikna etmemiz gerektiğini düşünüyor. Net sıfır emisyonlu tarımsal üretime geçmek için ihtiyacımız olan ilk adımlardan biri biyokömür kullanımı olabilir.
Dünya çapında yüz milyonlarca çiftçi var ve çoğunlukla küçük arazilerde tarım yapıyorlar. Burada anlattığımız yöntemleri bir iklim çözümü olarak kullanmak için bu çiftçilerin uzun yıllar boyunca tarım yapma biçimini değiştirmesine ihtiyacımız var. Bu büyük bir sosyal değişim gerektiriyor, ayrıca ekonomik etkileri de yüksek. Toprak bazlı çözümlerin, iklim problemine uzun vadede ne kadar katkı sağlayabileceğini uzmanlar hala tartışıyor.
*Jacqueline McGlade’in, The Guardian gazetesi ile yaptığı röportajdan bir alıntı.
**Downforce Technologies şirketinin yaptığı hesaplara göre.
Daha Fazlası İçin:
- Emissions Gap Report 2022: https://www.unep.org/resources/emissions-gap-report-2022
- Biyokömür uygulamasının sera gazı emisyonlarına etkisi: https://doi.org/10.1002/jeq2.20475
- Sera Gazı Emisyon istatistikleri: https://ourworldindata.org/co2-and-greenhouse-gas-emissions
- Biokömür üretim yöntemleri üzerine inceleme: https://doi.org/10.1016/j.btre.2020.e00570
- Toprak bazlı çözümlerin iklim problemine uzun vadeli etkisi:: https://www.wri.org/research/creating-sustainable-food-future
- Kendiniz nasıl biyokömür üretebilirsiniz: https://extension.arizona.edu/sites/extension.arizona.edu/files/pubs/az1752-2017.pdf
Yazarlar:
Fatih Uçar, Research Consultant, Hello Tomorrow Türkiye
Elif Ayşe Biber, Junior Project Lead, Hello Tomorrow Türkiye