Çığır açan bu çalışmada, Dr. Gizem Gümüşkaya ve ekibi, ‘anthrobots’ adını verdikleri insan hücrelerinden yapılmış minik robotlar geliştirdi. Bu robotlar, hasar görmüş sinir dokusunu onarabilen yeteneklere sahip. Bu inovasyon, kişiselleştirilmiş tıp ve doku mühendisliği alanında önemli bir dönüşüm yaratabilir.
Çalışmaya Hızlı Bir Bakış:
- 🤖 Devrim Niteliğinde Bir Yaklaşım: Geleneksel xenobotlardan öteye geçerek, bu anthrobotlar insan soluk borusu hücreleri kullanılarak tasarlandı. Kendi kendine bir araya gelebildikleri için manuel bir müdahaleye gerek kalmıyor, bu da robot tasarımında önemli bir adımı teşkil ediyor.
- 🚗 Otonom Hareket Mekanizması: Büyüdükten sonra, küre biçiminde bir araya gelen hücreler, küresel yapının yüzeyinde siller ortaya çıkarıp, bunları kendilerini çeşitli şekillerde itmek için kürek gibi kullanıyor. Otonom şekilde hareket eden bu benzersiz yapılar, hedefe yönelik terapötik uygulamalar için büyük potansiyel vadediyor.
- 💊 İyileştirme Yeteneği: Hasar görmüş nöral bir doku üzerine bırakılan bu robotlar, ‘superbot’ haline gelerek hasarı sadece üç günde başarıyla iyileştiriyor. Bu dikkat çekici başarı, anthrobot hücreleri üzerinde herhangi bir genetik değişikliğe gidilmeden elde ediliyor.
- 🚀 Geniş Uygulama Alanı: Anthrobotların çok yönlülüğü, damarları temizleme veya ilaç teslim etme gibi çeşitli tıbbi uygulamalarda kullanımının kapısını aralıyor. Tıp alanının ötesinde, sürdürülebilir yapı malzemeleri ve uzay keşfi gibi alanlarda da kullanılabilir.
Superbot: Doğal organizmaların ötesinde, üstün yeteneklere sahip, son derece yüksek teknolojiyle tasarlanmış bir biyolojik varlığı veya sistemi tanımlıyor.
Günümüz Tıbbının Ötesinde
- 🩸 Kişiselleştirilmiş Tıp: Tedavilerin bireysel ihtiyaçlara göre uyarlandığı bir dünya hayal edin. Hastanın kendi dokusuna göre özelleştirilmiş anthrobotlar, özelleştirilmiş sağlık hizmetlerinin yeni bir çağını müjdeleyebilir.
- 🧫 Doku Mühendisliği 2.0: Bu araştırma bizi ‘Doku Mühendisliği 2.0’ dönemine doğru götürüyor. Burada gelişimsel süreçlerin sentetik olarak iyileştirilmesi, uzuv rejenerasyonu dahil çığır açan uygulamalar için kullanılıyor.
- 🛰️ Sürdürülebilirlik ve Uzay Uygulamaları: Farklı hücre tipleri ve uyarıcıları birleştirerek, biyobotlar Dünya’da ve uzay çalışmalarında sürdürülebilir çözüm araçları olarak ortaya çıkabilir.
Anthrobotların geliştirilmesi, biyomedikal mühendislik ve rejeneratif tıp alanında bir dönüşümün işareti. Bu çalışma bize, sentetik biyoloji ve mühendisliğin yenilikçi çözümler yaratmak amacıyla bir araya geldiği gelecekten bir kesit sunuyor. Bu, küçük hücre tabanlı robotların dünyamız üzerinde büyük bir etki yaratabileceği bir yolculuğun sadece başlangıcı.
🔗 Çalışmayı Daha Yakından İnceleyin: Motile Living Biobots Self-Construct from Adult Human Somatic Progenitor Seed Cells
Anthrobotlar, geleceğin minyatür ilaçları ve operatör doktorları olma yolunda ilerliyor. Sağlık sektöründeki bu dönüşüm daha güvenli, daha özelleşmiş ve daha etkili terapi yöntemleri geliştirmek etrafında kurgulanıyor. Tüm terapötik yöntemlerin en güvenli şekilde hastalar üzerinde uygulanması için birçok yöntem geliştiriliyor. İnsan kök hücrelerini laboratuvar ortamında büyüterek, onlar üzerinde testler yapmak elimizdeki en önemli teknolojilerden biri.
These tiny biological robots are made from human cells
ABS Biotechnologies, insan kardiyovasküler sistemi üzerinde ilaçların yan etkilerini tespit eden yeni nesil platformuyla bu alanda öncülük yapan şirketlerden biri. ABS Biotechnologies Kurucu Ortağı ve CEO’su Dr. Chukwuma Agu, MBA, daha güvenli ilaç geliştirilmesi için kök hücre teknolojisinin kullanımı üzerine yapacağı açılış konuşmasıyla 22 Şubat’ta DasDas sahnesinde olacak. Siz de bu dönüşümün bir parçası olmak için yerinizi ayırın!
Tıpta çığır açması beklenen keşif! Gizem Gümüşkaya anlattı!
Dr. Gizem Gumuskaya, 2015 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık lisans eğitimimi tamamladıktan sonra, MIT’de Mimarlık ve Sentetik Biyoloji alanlarında yüksek lisans eğitimini tamamlıyor ve ardından Tufts Üniversitesi ve Harvard Wyss Enstitüsü’nde Biyoloji alanında doktorasını tamamlıyor. Tasarım ve biyolojiyi birbirine derin şekilde bağlayan çalışmalarıyla bilinen Dr. Gümüşkaya, kadınların başarabileceklerinin sınırının olmadığını gösteren en güzel örneklerden biri. Daha fazla kadının STEM alanındaki başarı hikayelerini dinlemek isterseniz, Dr. Elisa Arthofer açılış konuşmalarından biriyle 22 Şubat’ta DasDassahnesinde olacak.