Sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde artıran deri endüstrisi, malzeme bilimindeki yeniliklerle birlikte devrimsel bir değişim geçiriyor. Stella McCartney ve Veuve Clicquot'un üzüm atıklarından ürettiği vegan deri ve Ece Gözen'in laboratuvar ortamında yetiştirdiği deri ürünleri, derin teknolojinin moda dünyasını yeniden şekillendirdiğinin başlıca örnekleri arasında.
Lüksün çoğu zaman çevresel bir maliyetle geldiği moda dünyasında, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik konusundaki iddialarıyla dikkat çeken iki girişim var.
Sürdürülebilirliğe olan bağlılığıyla tanınan İngiliz tasarımcı Stella McCartney, en büyük şampanya üreticilerinden olan Veuve Clicquot ile iş birliği yaptı. Bu ortaklığın bir meyvesi olarak, İtalyan biyomalzeme şirketi VEGEA’ya üzüm atıklarından lüks bir vegan deri ürettirdiler. Bu ürün, moda sektörü için sadece yenilikçi bir ürünü temsil etmiyor, aynı zamanda sektörün sürdürülebilirliğe olan inancının bir işareti. Bitkisel, yenilenebilir ve geri dönüştürülmüş atıklardan oluşan bu malzeme, plastik ve hayvan kökenli alternatiflerine kıyasla üretim esnasında su kullanımını önemli ölçüde azaltıyor. Uluslararası standartlara da uygun olan bu malzeme, çeşitli endüstrilerde kullanıma uygun olup, sürdürülebilir lüks ürünlerde yeni bir çağın habercisi.
Paralel bir gelişme, Türkiye kökenli bir girişim olan GOZEN'den geldi. Girişimin laboratuvar ortamında yetiştirdiği deri ürün Lunaform, geçtiğimiz aylarda Paris Moda Haftası’nda Balenciaga tarafından tanıtıldı. Mikroorganizmaların benzersiz fermantasyonuyla üretilen bu biyo-malzeme, deri endüstrisinde bir oyun değiştirici olabilir. Bu çevre dostu, plastik içermeyen, olağanüstü dayanıklılık ve esneklik özellikleri sunan malzeme moda ve otomotiv sektörlerinde kullanılabilecek. Gozen'in yeniliği, kalite veya estetikten ödün vermeden sürdürülebilir malzemeler yaratmada derin teknoloji potansiyelinin bir kanıtı.
Bu ilerlemeler, derin teknoloji sektörünün sürdürülebilir moda alanındaki rolünde daha geniş bir trendi yansıtıyor. Tüketiciler ve markalar giderek daha fazla çevre dostu ürünlere öncelik verirken, bu yenilikler geleneksel deriye karşı uygulanabilir alternatifler sunuyor ve sürdürülebilir lüks ürünler için artan taleple uyumlu şekilde gelişiyor. Bu değişim sadece niş bir trend değil, moda endüstrisinde çevresel sorumluluk ihtiyacına yanıt olarak gelen bir evrim olarak yorumlanabilir.
2030 yılına kadar 600 milyar doları aşması öngörülen küresel deri ürünleri pazarı, sürdürülebilir teknolojiler tarafından gelecek yıkıcı inovasyonlara hazır görünüyor. Derin teknoloji ve modanın kesişimi sadece niş bir trendden fazlası. Kumaşın daha sürdürülebilir ve etik şekilde üretmeye doğru yeniden tanımlandığı, lüks sanatının sürdürülebilirlikle harmanlandığı bir geleceğe doğru yürüyoruz.
Yeşil Sözlük:



Göz atabileceğiniz kaynaklar:
UN Alliance for Sustainable Fashion: https://unfashionalliance.org/
How deep tech can drive sustainability and Profitability in Manufacturing: https://hbr.org/2023/09/how-deep-tech-can-drive-sustainability-and-profitability-in-manufacturing
Başlangıçta birbiriyle alakasız gibi görünen farklı sektörlerin deep tech ile nasıl bir araya geldiğini görmek için 22 Şubat 2024 tarihinde DasDas, İstanbul'da gerçekleşecek Hello Tomorrow Türkiye Summit'e katılın: https://hello-tomorrow.org.tr/hello-tomorrow-turkiye-summit